Hipertansiyon Hastaları
11 Ağustos 2018

      AZİZ İNAN ÇELİK.jpg                  MÜSLİM FIRAT İKİKARDEŞ.jpg
Uzm.Dr. Aziz İnan ÇELİK      Uzm.Dr. Müslim Fırat İKİKARDEŞ
Kardiyoloji Uzmanı                Kardiyoloji Uzmanı


Hipertansiyon, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Kalp damar hastalıkları arasında değiştirilebilir en önemli nedenlerden biridir. Hipertansiyonun kalp krizi, kalp yetmezliği, inme, ani ölüm ve yetiyitimi gibi durumlarla ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Hipertansiyon kan basıncı yüksekliği olarak ifade edilir. 2015 yılı Türk hipertansiyon uzlaşı raporunda hipertansiyon hekim tarafından yapılan standart ölçümde sistolik kan basıncının 140 mmHg ve üzerinde ve/veya diyastolik kan basıncının 90 mmHg ve üzerinde olması durumu olarak tanımlanmaktadır. 2017 yılı Amerikan Kalp Cemiyeti hipertansiyon kılavuzunda ise eşik değer geriye çekilerek sistolik kan basıncı için 130 mmHg, diyastolik kan basıncı için 80 mmHg olarak belirlenmiştir.

haber2.jpg

Hipertansiyon tanısı kan basıncı ölçülerek elde edilir.

  • Kan basıncı değerini doğru saptamak için ölçümün önerilen şekilde yapılması gerekir.
  • Kişi en az 5 dakika oturur pozisyonda dinlenmelidir.
  • Ayakları yere değmeli, sırtı desteklenmelidir.
  • Ölçüm alınan kol kalp hizasında tutulmalı ve kolda direnç olmamalıdır.
  • En az iki ayrı zamanda en az iki ölçümün ortalaması alınarak hipertansiyon tanısı konulmalıdır.

Türkiye’de hipertansiyon yaygınlığını belirlemek için 2003 ve 2012 yıllarında açıklanan PatenT ve PatenT2 çalışmalarında yaklaşık olarak her 3 kişiden 1’nin hipertansiyon hastası olduğu gösterilmiştir.

  • Yaşlılarda ve kilolularda hipertansiyon sıklığı artmaktadır.
  • Karadeniz bölgesinde diğer bölgelere göre hipertansiyon sıklığı daha fazladır.
  • Bu kadar yaygın olmasına rağmen yaklaşık her 2 hipertansiyon hastasından 1’i hipertansiyon hastası olduğunu bilmemektedir.
  • Buna ek olarak hipertansiyon tedavisi alan hastaların yaklaşık yarısının kan basıncı hedef aralıkta değildir.

Hipertansiyondan korunmak ve hipertansiyon hastalarının tedavi planlarında yaşam tarzı değişikliği önemli yer tutmaktadır. Bunlar;

  • kilo verme,
  • meyve ve sebzeden,
  • potasyum ve liften zengin tuzdan fakir beslenme,
  • fiziksel aktiviteyi artırma,
  • alkol tüketimini azaltma şeklinde sıralanabilir.



Türkiye’de tuz tüketimine yönelik 2012’de yayımlanan SALTurk2 çalışmasında bir günde ortalama 15 gram tuz tüketildiği belirlenmiştir. Halbuki önerilen günlük tuz miktarı ise 1.5 gramdır. Başka bir ifadeyle bu miktar bir çay kaşığından daha az tuz demektir. Aksine, ülkemizde yaklaşık 10 kat daha fazla tuz tüketilmektedir. Tuz en çok kahvaltılık ürünler (zeytin, peynir), turşu gibi işlenmiş gıdalarla tüketilmektedir.

Sonuç olarak, hipertansiyon sık görülmesine rağmen hastaların bir kısmı hasta olduklarının farkında bile değildir. Hipertansiyon hastası olduğunu bilen ve tedavi alan hastaların ise bir bölümünün kan basıncı değerleri hedef aralıkta değildir. Hipertansiyondan korunmak için ve tedavinin bir parçası olarak yaşam tarzı değişikliği olmazsa olmaz yapılmalıdır. Fazla kilolardan kurtulmalı, tuz tüketimini azaltmalı, hareket artırılmalı, meyve ve sebze ağırlıklı yağsız beslenilmelidir.